25 Eylül 2014 Perşembe

Uzak

Sanmayın ki, sandıklarınızdan biriyim
Öğretilerinize sırtımı çevirmedim ki
Uzaksam eğer, yakınsadıklarıma ne demeli
Ya uzak olmanın kavuşmaya gebe olması?
Bu kadar karışıklıkta ne düşünüyorum ki
Fazlaydı bazen tükettiklerimiz,
En çoklarımızı yedi bazen en azlarımız
Kronik monotonluklarımız ve bazı fikriyatsızlıklarımız
Çok sözümüz olur da kelam ettirmez bazen, ihtiyatsızlıklarımız
Bulamamam bir hayli gerçekçi olur ki yok böyle itikatlarımız
Ben uzak o uzak. Yakınsayamadım hiçbir yere.  

22 Eylül 2014 Pazartesi

Öte de

Ellerini kırardı duysa
İnançlarını yitirirdi
Tamda bu günkü gibiydi
Hiç yere coşkunluk içinde
Sağa sola sığamaz taşardı
Sahi o günlerden geriye ne kaldı
Muhabbetvariydi güzel gönlü
Açmıştı sonuna değin
Kaç mabede girilmişti de duyulmamıştı bu huzurun baharı
Gecelere sırt çevirmez, dost bilirdi
Severdi insanları, yok yere dinlerdi onca hayatı
Umutvariydi gelecek güzel günleri
Nevbaharı bekler, dilindeki üç beş heceyi çevirdi durmadan
Yine üç beş tasası vardı, dilindeki şükürden gayrı
İnsan olmaktı tüm çabası
Kapışmadan yaşamaktı tüm fikirleriyle hayatı
Oysa anlamadılar
Dinlemediler önce
Sonra aramadılar
Bir vakit geçti,
Çocukluğu sırt çevirdi en sonunda
Yapayalnızlığı en çok o bildi
Kaç gündür ki ahretlik soluğu da tekler oldu
Boş batıl ne varsa bohçasına doldurur gibi doldurdu hayaline
Temiz gitmeliydi, güzel günlerini katladı önce
Kirlilerini ayırıp attı
Artık anlıyordu, çözmüştü hayatın zikzağını
Üzülmüyordu da, zaman katmerlemişti
Duysa duysa, bilseydi eğer bileklerini keserdi.
Görmedi ki! iyi ki de görmedi
Söylemediler ona, geldikleri de yoktu ya
Ama isterdi inan olsun isterdi.
Bilse de öleceğini isterdi.
Niye bilmezdi ama mutlu görmek isterdi.
Susardı önce görseydi.
Dayanacak birini arardı yıkılmadan.
Arabeskti, pespaye bir arabesk
Öle kapkara anlattığıma bakmayın siz
Öyleydi böyleydi. Dile kolay gelirdi anlatması
Oysa sorsanız öyle böyle değildi
Çok severdi anlatmayı
Dinleseniz içinizden sabahlar ederdi
Ruhunuz yoksa sevmezdi ezilir büzülür kaçardı.
Beklerdi hem de ne çok
Çok da severdi beklemeyi
Kaç kez ki beklemişti dur duraksız
Gelmezdi derdi
Her şey gelir geçerde, bazen istenen gelmez  
Çok ta kaçası gelirmiş, sabahı ettiğimiz bir muhabbette söyledi
İnanmadım önce
Kimden, neyden, hangi memlekete kaçardı ki?
Kaçmak istermiş, istermiş ki öte de rüzgâr vursun yüzüne
Sonunu getirememiş hikayenin.