19 Şubat 2014 Çarşamba

Yani?

Son sesi vermiştik oysa! Ne mutluyduk. Ne eğlenirdim, kaç yaşındayımdır hiç tatmadığım kadar. Bilmez hiç bilmez, can yanar duymaz hiç duymaz. Anlamı diye hayatın o kadar zamandır tüttürdüğüm onca sigaramın dumanı gibi, elveda ya mahsus utangaç sabah yeni kalkmışlığın verdiği ürkeklikle geçti zaman. Bir ben bir ben bilirim sabah boğazımdaki tadı. Hesap tutmadan doğru oldum, beklide vasiyetti bu bana, omuzlarım kaldırmalıydı ki masumda değildim. Kaç küfre yenilmiştin ki hayatta gülen bir yüz nasip ettin.  Saf, duru, özlenmiş onca şey varmış hayatta.

Yaşamamışız ey azizim, olmayanı var etmişiz hayalimizde. Tut ki geri geldi zaman aynı hatalara tutulacağını bile bile gark olacaksın. Ey kalbi çürümüş insan yalan sözlere imanın ve itikat’ın hep tam.


Dokunmayı sevdiğin hayatlar da emrivakilere yer olmadı, oysa çok istemiştim. Kelimelerde asmak istemezdin yüzünü, doğru gibi hiç olmamış gibi. İlk güncesine mubahtı son günü gelişi.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder