3 Ağustos 2015 Pazartesi

Zaman Mefhumu

Fikirlerimizde olmasa ne kadar çıplağız ya da tutkularımız olmadan ne kadar yalnız. Hayata bağlandığımız ana fikir akımlarımız köreldiğinde ne kadar da çaresiz. Kaçmanın vakti gelmişken durmanın anlamı yok.

Saatleri ve zamanı anlamlandırmaya çalışırken beyhude uğraş içindeyiz. Zaman biz sonlu varlıkların hayatı kolay yaşama ölçütü. Sahi ya insan kaç yaşında çocuk, kaç yaşında yetişkin ya da kaç yaşında yaşlı olur. Yani bu keskin çizgileri bir gün mü belirler, bir saat mi yoksa bir yıl mı? Yaşasak ya tutkularımızı zamanı kendimize uydurup, geçmez ki biz istemezsek en güzel zamanlar. Barışmaya ne denli uzağız ki içimiz başka der dilimiz başka. Hadi tut elimden fikirler benden olsun uğraşlar senden.


Söz bak daha çok muhabbet edeceğiz, hem de büyük demlikli bir çayla. Kendimizi dinlemeye fırsat bulamıyoruz ki çevremizden, tıkayıversek ya kulaklarımızı etraftaki beklentilere. Biz istedik diye kurulsa sofralar ve çoğalsa dostlar. En çok istediğin çiçekleri ekebilirsin mesela. Romanları ilk ben bitirsem de bilmenin verdiği gururla içim kabarsa da anlatamasam sana, oku desem çok seversin sen. Ya da yine ben dinlesem en güzel şarkıları ilk, öğütlerime uymaz mısın? Geceler hayali zaruri kılar bilirsin, uzun gecelerimiz olur bizim bol bolda doldurur boşluğu karanlık. Hadi ama daha kaç vakti beklentili geçireceğiz ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder