20 Nisan 2015 Pazartesi

Kuyucaklı

Şimdi ne sen suçlusun ne de ben
Günahını alır kızardım eskiden
Beklentin muntazam bir hayatken  
En doğrusuydu elini eteğini çekmen
Benim eğri büğrü yollarım
Senin cetvellerin var
Ortada buluşamadığımız çokça da yaşanmış lığımız
Senden sonra öyle şarkılarım ve kitaplarım var ki
Yalnız da değilim işte bildiğin gibi

Hegemonya'm

Güçlü görünmek ne zor Allah’ım
İnandırıvermek kendini bile
Saatlere bölmek günleri
Geçmeyecek acılar biriktirmek
Her şeye rağmen, canını yakamamak
Onca zaman geçti ki şimdi haklı buluyorum babamı
Büyüyor muyum neyim?  
Lüzumsuz geliyor artık önemsemek
Zor ve can yakıyor geleceği görememek
Siz sanıyorsunuz ki herbişey yolunda
Ben yolumda, o bile kendi yolunda
Herkes giderken senin yanında
Arkaya kalıp beklerim ben
Çoğu kişi düşmemi beklerken 

19 Nisan 2015 Pazar

Çalın Davulları

Artık bunaldıkça yürüyorum, dur duraksız
İnsanlardan kaçıp kendimi bulmak için
En çok ta senin için
Yüreğe, bedene, İstanbul’a ya da dünyaya
Sığamıyorum işte saatlerce kaldırımlarda sessiz sakin
Sana benzetiyorum birilerini
Ve o birilerinin sen olma ihtimali yok ki
Ne acı!
Artık olmadıkça sen ve kabardıkça içim
Bir güzel yürüyorum ki sorma
Olanlara ve durumuma öfkem gırla
Kendimle konuşmalarımda. Ki çokta kızarım kendime
Bir güzel de haklı çıkmaların yok mu içimde
Bende sevdadır başkalarını haklı bulma davası
Şimdi tövbeler edip çıkmamam gerekir yoluna
Oysa sen yamacımda, rüyamda en yakınımda
Gitmeye yakınsın biliyorum
Yoruluyorum, kızıyorum, kanıyorum
Ben oyuncaklarımı bile paylaşmazdım ki çocukken
Dayanılmaz bir hal aldı artık hayat
Bile bile aklım yerindeyken
Görmemem, bilmemem, duymamam gereken senler olacak
Aklımı yerinde tutmamda zor olacak
Ve artık buralarda kalmakta
En çokta sevdiklerimle konuşmak yoracak
Delilik yapmamak için ısırıcam elimi, sana bir zararım dokunmayacak
O gün gelirse eğer ölümüm elinden olacak 

16 Nisan 2015 Perşembe

Eylül

Yitiririm masumluğumu
En yakınlarıma değin küserek hayata
En yakınımın yaşadığı bedbaht hikaye gibi
Öyle de uzağım ki
Hayat değirmeni öğütürken öyle bayağıyım ki
Ne boş ve ne renksizim
Kaçmayı en uzağa, sanki tek çözüm gibi
Ve artık bilmek istemediğim gibi
Hülasa öyle çok seni istediğim gibi
Bildiğim ve artık gelemeyeceğim gibi
Bundan böyle kendi etrafımda döneceğim gibi
Aptal gibi
Ve hatta ve hatta bu yüzyıla ait olmadığım gibi
Ruhuna sahip olamadığım gibi
Şimdi fersah fersah uzağında olmamı istediğin gibi
O günler gibiyim artık
Olabildiğine geniş zamanlar ve ben yine unuttum yaşarken içinde olmayı. 

10 Nisan 2015 Cuma

Bin Yıllık Yalnızlık

Ey benim güzel ömrüm bilemedin ben ne hiçim
Etrafsızım ki çok daralıyor göğsüm
Yetemedim evvel ve büyütemedim kendimi
Kan tutar oldum ve kin doluyum
Oysa öylesine mutluyum ki var sebep
Yılanlar yok etrafımda benden büyük  
Dilim şimdi kuru damağımda o tat
Şimdi ölümlerden ölüm beğenmek mevsimi
Vakitler ardına kadar açık
Benzediğim insanlar vardı ki çocukken hiç istemezdim
Söyle nem kaldı, hayatlar tekerrüre gebe