3 Haziran 2015 Çarşamba

Evrenselliği Yerelselleştirebilmek Adına

Sanata olan düşkünlüğüm ve birçok kademesinde olma isteğim boşuna değil. Ben ülkelerin gelişmişliğinin bile üçlü saç ayağına bağlı olduğunu düşünmekteyim. Sanat, bilim, kültür bu üçlü saç ayağının birinin eksikliği veya az gelişmişliği diğerlerini de aşağıya çekecektir.

Sanatın en çokta duyusal alanına yeteneğimin olmasını istedim hep, belki yetiştirilme şeklimden belki de farklı sebeplerden ötürü bir türlü becerim gelişmedi. Sesim kötüdür dayanamazsınız, herhangi bir enstrüman yakınlığım daha doğrusu yeteneğimin olmadığı kanısı da taşıdım hep içimde.

Oysa çok isterdim farklı kültürlerin müziğini Anadolu müziğine harmanlamayı, öyle eksik ki 2000’lerin Türk müziğinde bu durum. Hayatın birçok alanında yaşadığımız yozlaşma kütürde, müziğimizde kendine fazlasıyla yer buldu. Ey bizim güzel müzisyenlerimiz Amerikanvari içi boş klipleriniz, anlamdan kültürümüzden iz taşımayan müzikleriniz bizim damak tadımız olamaz. Unutulacaksınız, inşallah ki tez zamanda


Evrenselliği yerelselliğin potasında eriten tam benlik onca müzisyenimiz vardı oysa Barış Manço, Erkin Koray, Cem Karaca, Selda Bağcan, Moğollar ve daha niceleri. İnanın şuan ki dünya müzik kültürünün bile birkaç gömlek üstünü bizden birileri bizim ezgilerimizle yine bize anlattılar. Ne kadar da şanslıydık! Geçen gün Okan Bayülgen’in Cem Karaca’nın sesinin Rock müziğini nasıl bizleştirdiğine ve nasıl kültürümüze tabi kıldığına dair konuşurken hissettim bir kez daha yalnız olmadığımı. Yukarıda isimlerini saydığım ve sayamadığım için üzüldüğüm diğer bir avuç büyük insanın kendi dönemlerinin en iyi Psychedelic Rock örneklerini verdiklerini duyar olmadık mı şu ara? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder